Geriye Dönük İşsizlik Ödeneği
17.04.2024
Geriye dönük işsizlik maaşı alınması konusu uygulamada karşımıza sıklıkla çıkan bir durumdur. Bu konuyla ilgili aydınlatıcı bilgiler sunmadan önce işsizlik maaşı kavramını tanımlamakta fayda olacaktır. İşşizlik maaşı, 4447 Sayılı Kanunda İşsizlik Sigortası Kanunu’nda sayılan şartları taşıyan sigortalı işsizlere, sonradan işsiz kaldıkları takdirde işsiz kaldıkları dönem için verilen ödeneğe verilen isim olarak ifade edilebilir. Bu şartlar şu şekilde açıklanabilir;
1- İşçi hizmet sözleşmesini haklı bir nedene dayanarak feshetmeli ya da işveren tarafından haksız bir şekilde işten çıkarılmalıdır.
2-İşçi hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 3 yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmalıdır.
3-İşçi hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün boyunca hizmet akdine tabi olmalıdır.
4-İşçi hizmet sözleşmesinin sona ermesinden itibaren bir ay içinde en yakın İŞKUR ‘a gidip işsizlik maaşı talebinde bulunmalıdır.
Sayılan bu şartları sağlayan ve süresinde İŞKUR’a başvuran işçi işsizlik ödeneğine hak kazanacaktır. Bu şartlardan özellikle ilk şart işçinin işsizlik maaşı almasına engel olmaktadır. Birinci şartı daha iyi açıklamak gerekirse, işçi iş sözleşmesini kendisi feshederse bu feshi haklı bir sebebe dayandırmalı(Bu haklı sebepler İş Kanunu madde 24’te sayılmakta); Sözleşmeye işveren son veriyorsa da bu fesih haksız bir fesih olmalıdır. Bunlar dışında sözleşme feshedilirse işçi iş sözleşmesinin sona ermesinde kusurlu sayılacak ve böylece işsizlik ödeneğine hak kazanamayacaktır. İşte bu noktada işverenlerin verdiği hileli çıkış kodları işçilerin işsizlik ödeneği almasına engel olmaktadır. İşverenler bazen bilerek ve isteyerek işçinin kıdem ihbar gibi işçilik alacak ve tazminatlarını ödememek için işçinin çıkış kodunu farklı göstermektedir. Normalde işçi haklı bir fesih ile sözleşmeyi sona erdirmiş olsa bile işveren, işçiyi sanki haksızmış gibi gösterip işçinin hem işçilik alacaklarını ödemekten kaçınmakta hem de işçinin işsizlik ödeneği alamamasına sebep olmaktadır . Bu süreçte işçi işçilik alacakları için dava açmakta, açılan davalar ve bu davaların uzun sürmesi işçi haklı olsa bile onun dava süresi içerisinde işsizlik ödeneği almasını engellediği için hak kayıplarına neden olabilmektedir. Tam da bu noktada geriye dönük işsizlik maaşının alınması konusu gündeme gelmektedir. Şayet işçi; açılan davalar sonucunda iş sözleşmesinin sona ermesini haklı bir sebebe dayandırdığını ispat edebilirse, dava sonunda kıdem, ihbar gibi haklılığını ortaya koyan tazminatlara hak kazanırsa; yazımızın başında saydığımız diğer şartları da sağladığı takdirde iş sözleşmesinin feshinden itibaren alamadığı işsizlik ödeneğini, geriye dönük bir şekilde alma fırsatına sahip olacaktır.
Şu kesinlikle unutulmamalıdır ki, işçi kesinleşmiş mahkeme kararının kendisine tebliğinden bir ay içinde gerekli başvuruyu İŞKUR’a yapmalıdır. Eğer işçi süresi içinde İŞKUR’a başvurmazsa sonrasında bu ödeneği talep edemeyecektir. Bu sebeple hak kayıplarının yaşanmaması için işçinin bu süreye dikkat etmesi oldukça önemli bir konudur. Ayrıca İŞKUR tarafından işçiye yapılacak olan işsizlik maaşı ödeneği, işçiye tebliğ edilen mahkeme kararında hizmet sözleşmesinin sona erdiği tarih olarak gösterilen tarihten itibaren işçinin çalışmadığı süreler için toplu bir şekilde ödenmektedir. Bu ödeneğe herhangi bir faiz işletilmemekte; ödenek hak kazanıldığı şekliyle işçi tarafa İŞKUR’ca ödenmektedir.
İşçi alacakları ve iş davaları niteliği itibari ile hukuk davası olması, yargılamanın özellikle delil ve ispata ilişkin olması sebebiyle bu tür davaların tecrübeli bir iş davası avukatı aracılığıyla yürütülmesi gerekmektedir .Özcan Hukuk ve Danışmanlık olarak iş hukukunda uzman kadromuzla yurtdışında ve Türkiye geneli tüm illerde işçi müvekkillerimizin haklarını sonuna kadar savunarak, hak tesisini sağlamakta hızlı, güvenilir hukuki hizmet sunmaktayız.